Fikirtepe’de Değişim ve Sosyal Hayat Sempozyumu Yapıldı

Fikirtepe’de Değişim ve Sosyal Hayat Sempozyumu Yapıldı

Fikirtepe’de Değişim ve Sosyal Hayat Sempozyumu Yapıldı

10 Ekim 2019

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 2019-2020 ders yılını öğrencilerin saha araştırmalarını sunduğu “Fikirtepe’de Değişim ve Sosyal Hayat” başlıklı sempozyum ile açtı. Öğrenciler Doç. Dr. Lütfi Sunar’ın Türkiye’nin Toplumsal Yapısı dersi kapsamında gerçekleştirdikleri Fikirtepe’de Değişim ve Sosyal Hayat Araştırması’ndan elde ettikleri bulguları sempozyum aracılığıyla sunma imkanı buldu. 

Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Uğur Zeynep Güven’in, Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cihan’ın ve Doç. Dr. Lütfi Sunar’ın açılış konuşmaları ile başlayan programda, bölüm öğrencileri hazırladıkları oryantasyon programını da sundular. Doç. Dr.  Uğur Zeynep Güven konuşmasında, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji bölümünü kazanmış genç sosyolog adaylarına, “üniversitede verilen eğitimin usta çırak ilişkisi üzerinden yürüdüğünü, mesleği sahada deneyimleyerek dört yılın sonunda buradan birer sosyolog ünvanlıyla mezun olunacağını, bunun yanı sıra üniversitede Erasmus, Farabi, Yan Dal ve Çift Ana Dal gibi öğrencinin eğitime farklı kulvarlarda ulaşma imkanının olduğunu” dile getirdi. Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cihan ise Fikirtepe’de Değişim ve Sosyal Hayat Projesi’nin çıktılarına dayanarak Fikirtepe’nin yerleşime açılması ve kentsel dönüşüme uğramasının temelinde konum, ulaşım ve iş imkanları faktörlerinin yattığını belirtti. Doç. Dr. Lütfi Sunar ise konuşmasında öğrencilere “sosyoloğun ayağı çamurlu olur” sözü etrafında toplumsal araştırmaların saha çalışmalarının önemini dile getirdi. Sunar konuşmasında “Ben bu dersi sosyoloji üçüncü sınıflara verirken arkamızda duran Fikirtepe gibi bir sosyal vakanın çalışılması gerektiğini belirtmiş ve böyle bir gerçekliği görmemezlikten gelmemeliyiz demiştim. Sosyolog olduğunu en çok saha da hisseden öğrencilerimiz işi sahiplenerek, uzun uğraşlar sonucunda güzel çalışmalar ortaya çıkardılar” dedi. Programın birinci kısmının devamında dördüncü sınıf öğrencilerinin bölüm, üniversite yaşamı ve İstanbul’daki imkanlar ile ilgili hazırladıkları sunumlar gerçekleştirildi.

Fikirtepe’de Değişim ve Sosyal Hayat Araştırması üç oturumda gerçekleşmiş olup her oturumda Fikirtepe ile ilgili farklı açılardan yapılan araştırmalar aktarılmıştır. Bu anlamda Şubat 2019 tarihinden bu yana saha çalışmalarını kentsel dönüşümde olan Fikirtepe bölgesinde yürüten Medeniyet Üniversitesi öğrencileri Fikirtepe’nin yüzyıllık tarihinden bu yana geçirmiş olduğu değişim ve dönüşümlerini; tarih ve dönüşüm başlığı altında Fikirtepe’nin tarihini, demografik yapısını, dönüşümde yer alan firmaların reklamlarını, hemşerilik ve mahalle yaşamını, dönüşüm sonrasında yeni gelen rezidans yaşamını çok paydaşlı ve farklı yönleriyle ele almışlardır. Öne çıkan hadiselerin Fikirtepe’nin nüfusunu yıllar içinde azaltarak değişim yaşamasına, orta yaş ve kadın nüfus oranının artmasına sebebiyet verdiği tespit edilmiştir. Eğitim seviyesi daha çok ortaokul düzeyindeyken, evli olan kişilerin sayısı mahallede yaygınlık göstermektedir. Reklamlarda vaat edilen yaşamın esamesi dahi bölgede bulunmamakla birlikte, mağduriyetleri ört pas etmek için üst düzey yaşam ön plana çıkarılmaktadır. Ayrıca pek çok firmanın dönüşüm sürecinde iflas ederek inşaatları yarıda bırakıp, terk ettiği görülmektedir. Köklü olmayan hemşeri derneklerinin dönüşüm sonrasında kapatıldığı yönünde bilgiler alınmıştır. Hemşerilik olgusu mahalle yaşamında etkisini dönüşüm sürecinde de göstermiş olup aynı zamanda bu dönüşümün hızlandırıcı ayağı da olmuştur. Öte yandan yeni gelen farklı yaşam tarzı olan insanların, yerli Fikirtepe halkı ile rezidanslarda ortak yaşam alanını paylaştıkları tespit edilmiştir. Bu ortak yaşam alanında kültürel farklılaşmalar ve çatışmalar yaşanmakla birlikte rezidans gibi modern bir yaşamı geleneksel yaşam ile harmanlayan yerli Fikirtepe halkı çarpıcı manzaralar ortaya koymaktadır. En çarpıcı örneklerinden biri de açık yüzme havuzunda karpuz çatlatma ve semaver yakılma gibi aktivitelerdir. 

Bunun yanı sıra dönüşen Fikirtepe’de günlük yaşamın izlerini; gençlerin Fikirtepe’ye dair bakışlarından, Fikirtepe’de suç ve günlük yaşamdan, mahallede yaşayan kadınların konumlarından, değişen eğitim ve okulların yapısından ayrıca uluslararası göçmen grupların mahalle yaşamına olan etkilerinden hareketle bıraktıkları izleri Medeniyet Üniversitesi öğrencileri bizzat yüz yüze ve yerinde yapılan gözlemler eşliğinde ortaya koymaya çalışmışlardır. Örneğin suça neden olan gelir dağılımındaki eşitsizliklerin, ekonomik ve sosyal yoksulluktan dolayı bölgede boşaltılan evlerde ve iş yerlerinde hırsızlık, dolandırıcılık, uyuşturucu madde bağımlılığı, cinayet ve tecavüz gibi pek çok suça neden olduğu bölge halkının iddiaları arasındadır. En çok görülen suç örneğinin hırsızlık olduğu ve bu bağlamda su saatlerinin çalınma vakıasının çok yaygın olduğu edinilen bilgiler arasındadır. Mahallede yaşayan kadınlar suç oranlarının artmasıyla evlerde kalmakta, geç saatlerde dışarıya çıkamamakta ve eski komşuluk ilişkisinin kalmadığını dile getirmektedir. Eğitim açısından ise devamsızlık oranında eskiye oranla büyük bir artışın yaşandığı, bununla birlikte kaymakamlığın uyguladığı günlük 15 liralık para cezasının caydırıcı olduğu tespit edilmiştir. Uluslararası göçmen gruplarından Türkmenistan ve Özbekistan uyrukluların mahallede kabul gören gruplar arasında olduğu; ancak uyuşturucu, hırsızlık ve cinayet olaylarını artırdıkları düşünülen Afganistan ve Suriye uyruklu vatandaşların mahalle yaşamından dışlandıkları görülmüştür. Saha çalışması sonucunda sosyo-ekonomik durumlarına göre değişmekle birlikte gençlerin bir kısmının dönüşümü olumlu karşılarken, diğer bir kısmının bu faaliyetleri tamamen mağduriyet ve yerinden edilmeye sevk eden bir durum olarak gördüğü tespit edilmiştir.

Son oturumda dönüşümden bu yana mahalle yaşamında ekonomik cenahın Fikirtepe’de çalışma ve işler ekseninde dönüşümden nasıl etkilediği ve esnafın  şimdiki konumuyla birlikte, Fikirtepe’yi inşa ederken görünen fakat göz ardı edilen inşaat işçilerinin direniş ve örgütlenmelerine odaklanılmıştır. Bu meslek gruplarından görüşülen kişilerin aktardığına göre,  Fikitepe’de oto sanayi esnafı rezidansta oturan kişilerin lüks otomobillerini tamir ettiği için işlerden memnunken, beri tarafta ana firma inşaat işçileri ile taşeron firma inşaat işçileri arasında var olan muamele farklılığından doğan yapısal sorunların olduğu tespit edilmiştir. Taşeron işçilerin sigortaları yatırılmamakla birlikte emek sorunsalı ile karşı karşıya kaldıkları yine belirtilen iddialar arasındadır.  Ayrıca bölgede enformel işlerde öne çıkan mesleklerden kâğıt toplayıcılığı, hurdacılık, gündelikçi kadınlar ve odun satıcılığı gibi kayıt dışı işler ile ekonomik geçim mücadelesi verildiği bulgulanmıştır. İnşaat işçilerinin ve dönüşümden olumsuz etkilenen halkın direniş ve örgütlenme faaliyetleri söz konusu olduğunda ise gerek sosyal medyada #lekefikirtepe sloganlarıyla, gerekse dönüşüm sahasında çivi çakma ve çadır kurma eylemleriyle, firma ve devlet yetkililerine seslerini duyurmaya çalıştıkları gözlemlenmiştir.  

Yapılan araştırma sonucunda çok paydaşlı ve tasarım süreci ile gerçekleşen bu dönüşümün her yönüyle mağduriyetle sonuçlandığı tespit edilmiştir. Böylesi bir sonuç üzerine Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğrencileri, sahadan derledikleri bilgiler ışığında mahalle halkının sesine kulak veren çeşitli çözüm önerileri sunarak çalışmalarını tamamlamıştır: 

Evleri yıkılmış ve kira yardımı süresi dolmuş kişilere kira yardımının devam ettirilmesi gerekmektedir. 

Dolandırıcı firmalar devlet yetkilileri tarafından bölgeden derhal uzaklaştırmalı ve hukuki işlem başlatmalıdır. 

Firmalara yeterlilik belgeleri devlet kurumları tarafından verilmeli ve yine firmaların denetlenmesi devlet tarafından yapılmalıdır. 

Yarım kalan projelerin tamamlanması için TOKİ devreye girmelidir.

Boşaltılmış, harabe evler yıkılmalı, moloz yığınları temizlenmeli ve bu boş evler dolayısıyla bölgenin suç barınağı olması engellenmelidir. 

Dönüşüm rant uğruna değil bölge halkının yaşam kalitesini artırmayı hedef alarak devam ettirilmelidir. 


Paylaş: