Eşitsizlik Çağında Varlık Vergisi
04 Eylül 2019
Melike Tozlu
Yazar"1940’ların Türkiye’sinde son derece farklı bir tarihsel bağlamda siyasi menfaat gözetilerek hayata geçirilmiş olan varlık vergisinin, günümüzün neoliberal kapitalist dünyasında bambaşka bir konuma tekabül ettiği görülmektedir. Buna göre, artan ekonomik kaygıların sağlıktan eğitime hayatın her alanında daha çok belirleyici hale geldiği 2000’lerde varlık vergisi eşitsizliğin önlenmesine yardımcı olabilir."
Dünya genelinde zenginlerin servetlerini astronomik hızlarla arttırması ve bu duruma bağlı ortaya çıkan dengesiz varlık dağılımı, sebep olduğu birçok toplumsal krizle beraber meselenin çözümüne dair önerileri de gündeme getirmektedir. Bu öneriler arasında belki de en çok bilineni olan varlık vergisi, ünlü ekonomist Thomas Piketty’nin sermayenin vergiye tabi tutulması gerekliliğinin ardındaki gerekçeleri detaylı bir şekilde ele aldığı kitabı 21.Yüzyılda Kapital’de de karşımıza çıkmaktadır. Avrupa ülkelerinde çoğunlukla geçmişte kalmış bir politika olarak değerlendirilen varlık vergisi, Amerika’da özellikle Elizabeth Warren gibi siyasetçilerin söylemlerinde yer vermesiyle tekrar gündeme taşınmıştır. Tim Fernhold, konuyu farklı yönleriyle değerlendirdiği yazısında bir nevi durum değerlendirmesi yapmaktadır;
Geçtiğimiz günlerde Amerika’nın en ünlü milyarderlerinden David Koch 79 yaşında hayatını kaybetti, 1940 doğumlu iş adamının dünyaya geldiği dönemde yükselen trend olan ‘eşitlikçiliğin’, 2019’da aramızdan ayrılırken yerini neredeyse tamamen tersi bir düzene bıraktığı görülmektedir. Yaklaşık 50 milyar dolar değerinde servete sahip olan ve gezegendeki en zengin 11.insan olarak kabul edilen Koch, kardeşi Charles ile beraber ultra-zenginlerin siyasi gücünün canlı bir örneğiydi. Uzun yıllar boyunca, liberter muhafazakar politika destekçiliği yapan kardeşlerin, aile şirketlerini hükümetin düzenleyici müdahalelerinden ve servetlerini vergilendirmeden korumak adına birçok lobicilik faaliyetlerinde bulundukları biliniyor. Koch kardeşlerin ABD’de 2016 başkanlık seçimleri boyunca Cumhuriyetçi adayları desteklemek için harcadıkları 900 milyonun her bir ulusal siyasi partinin harcadığı toplam tutara eşit olduğu belirtiliyor. Ayrıca, yaptıkları çoğu harcama paravan oluşumlar aracılığıyla aklandığı için muhafazakar kampa hayat boyu sağladıkları desteğin hesabını yapmak biraz zorlaşıyor.
Amerika’da sermaye sahiplerinin iktidarla kurduğu dirsek temasına bakıldığında, vergilendirme politikalarının varlıklı gruplar lehine işliyor olması daha iyi anlaşılmaktadır. Ancak devletin dolaylı olarak üst sınıfların nemalanacağı şekilde geliştirdiği bu düzenlemeler, neoliberal sistemin başlıca vaatlerinden olan devletin piyasadaki varlığını silikleştirmesi ilkesiyle çelişiyor gibi gözükmektedir.
Küreselleşmeden sanayisizleşmeye kadar artan eşitliği besleyen birçok etkenden bahsedilebilir, bunlar arasında öne çıkan bir tanesi de uygulanan kamu politikalarıdır. Amerika’da %1’lik elit kesimin ülke varlığının %37’sine hükmediyor olması gerçeğine rağmen, benzer ekonomik ve rekabetçi yapıya sahip ülkelerin eşitlikçi toplumlar geliştirebildiği görülmüştür. Ortaya çıkan bu tablo toplumsal refahın gerçekleşmesi ve sınıfsal kutuplaşmanın önüne geçilmesinde kamu politikalarının önemine bir kez daha dikkat çekmektedir.
Bonn Üniversitesi’nde 3 ekonomist tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, Amerika’daki 2008 mali krizinden ve sonucunda ortaya çıkan ekonomik durağanlıktan bu yana, en zengin kesimin servetlerini geri kazandıkları ve hatta onu arttırdıkları görülürken, diğer %90’lık kesimin ise hala daha kriz öncesi konumlarına geri dönemedikleri tespit edilmiştir. Araştırmacılar güncel eşitsizliği doğuran ana faktörü şu durumla ilişkilendiriyor; daha az varlıklı Amerikalılar kazançlarını ev alarak değerlendirdiler, fakat ortaya çıkan kriz ellerindekini kaybetmelerine veya daha da borçlu duruma düşmelerine sebep oldu. Aynı süreçte varlıklı Amerikalılar ise borsada biriktirdikleri paralar sayesinde uzun vadede daha karlı çıktılar.
Yazısında yaşanan finansal krizlerin hiçbirinin yükselen eşitsizlik trendine son vermediğine dikkat çeken Fernholz, 2017’de çıkan ve çoğunlukla varlıklı kesime fayda sağlayan vergi kanunuyla bu eğilimin devam etmesini beklediğini ifade ediyor. Varlık vergisi uygulamasını bu probleme nokta koyacak bir öneri olarak sunarken, Massachusetts senatörü ve aynı zamanda 2020 başkanlık seçimlerinde aday Elizabeth Warren’ı bu yaklaşımın öne çıkan bir destekçisi olarak örnek gösteriyor. Devamında varlık vergisi karşıtlarının argümanlarından bahseden Fernholz, kiminin uygulamanın anayasaya aykırı olduğunu iddia ettiğini, kiminin de söylenen koşullar altında vergi kaçakçılığının birincil problem olacağından korktuğunu dile getiriyor. Bu noktada Amerika’da vergi kaçakçılığının zaten mevcut bir problem olduğunu öne süren yazar, korkulanın aksine getirilecek yeni bir yönergenin bu sorunun çözümünü kolaylaştırabileceğini savunuyor.
Amerika’nın önde gelen zenginleri haziran ayında yayınladıkları mektuplarında cumhuriyetin çıkarlarını korumak adına daha fazla vergi vermek istediklerini beyan ettiler. Bizzat servet sahiplerinden gelen bu ‘fedakarlık’ çağrısı her ne kadar kulağa masum ve sevimli gelse de; bir yandan da şu soruların gözden kaçırılması gerekmemektedir; varlık vergisi eşitsizliğin derinlikli bir şekilde kök saldığı toplumlarda kalıcı ve radikal bir çözüm sağlayabilir mi, yoksa o anlık işe yarayan geçici bir yama işlevi mi görür?
Yazısında son olarak varlık vergisi destekçilerinin, uygulamanın eşitsizliğin azaltılmasındaki doğrudan etkisinin ötesinde, sağlam bir ekonomik güvenlik ağı kullanılarak daha eşitlikçi bir ekonominin kurulmasına ve son yıllarda aranan altyapı ve araştırmalara verimli yatırımlar yapılmasının sağlanmasına ön ayak olmasını beklediğinden bahsediyor. 1940’ların Türkiye’sinde son derece farklı bir tarihsel bağlamda siyasi menfaat gözetilerek hayata geçirilmiş olan varlık vergisinin, günümüzün neoliberal kapitalist dünyasında bambaşka bir konuma tekabül ettiği görülmektedir. Buna göre, artan ekonomik kaygıların sağlıktan eğitime hayatın her alanında daha çok belirleyici hale geldiği 2000’lerde varlık vergisi benzeri uygulamaların uzun yıllar daha konuşulacağı tahmin edilmektedir.
Kaynakça
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abdli-zenginlerden-varlik-vergisi-cagrisi/1515492
https://qz.com/1694208/could-a-wealth-tax-end-david-kochs-era-of-inequality/